BAİBÜİLEF-İG 2025 3. Gün 20. ve Son Oturumda Yapay Zekânın Yapısallığı konusu ele alındı, Sonuç Bildirgesi Okundu

22 Mayıs 2025 Perşembe

Sempozyumun 20. Ve son oturumunda Yapay Zekânın Yapısallığı Oturumu konusu ele alındı. Bu otumda Kod, Kimlik, Görsellik ve Yeni Medya Dinamikleri Üzerinden Derin Bir Yolculuk gerçekleştirildi

Haber: Asım Altuıntaş

2.Uluslararası Yapay Zekâ ve Hipermedya Sempozyumu kapsamında düzenlenen “Online Platform Üzerinden Yapay Zekânın Yapısallığı” başlıklı oturum, disiplinlerarası perspektiflerle dijital çağın en karmaşık konularından birine ışık tuttu. Oturum, Doç. Dr. Ahmet Tuncay Erdem, Asım Altuntaş, İrem Daşkılıç ve İsmail Muhammet Dinçer moderatörlüğünde gerçekleşti.

Saat 10:00’da başlayan oturum, 13:00’e kadar uzanan yoğun bir bilgi paylaşımı ve tartışma platformuna dönüştü. Yapay zekânın teknik altyapısı, kullanıcı deneyimi, görsel üretim, tüketim kültürü, dijital kimlik, kent pazarlaması ve algoritmik kodlama gibi konular birçok farklı perspektiften ele alındı.

Koddan Sinematik Görüntüye: Algoritmik Zekânın Estetikle Buluşması

Bilal Çakay, “Koddan Görüntüye: Sinematik Görüntünün Algoritmik Zekâ Tabanlı Dönüşümü” başlıklı sunumunda, sinema ve yapay zekânın kesiştiği noktada ortaya çıkan yeni estetik biçimleri değerlendirdi. Algoritmaların yaratıcı sürece müdahil olmasıyla birlikte sinemada görsel anlatının yeniden şekillenmesini vurgulayan Çakay, yapay zekânın sinema sanatını sadece taklit eden değil, estetik normları yeniden tanımlayan bir aktör haline geldiğini savundu.

Deepfake Teknolojisinin Estetik ve Etik Dönüşümü

Yasemin Demir, Instagram gibi görsel odaklı mecralarda deepfake teknolojisinin sinema yıldızlarının dijital yüz temsillerini nasıl dönüştürdüğünü sorguladı. “Algoritmalık yüzler” kavramı üzerinden dijital kişilik inşasını irdeleyen Demir, estetik normların algoritmalar eliyle yeniden üretildiğini ve bu durumun etik sınırları bulanıklaştırdığını belirtti. Sunum, izleyiciler arasında “gerçeklik” algısının dijital platformlarda ne kadar kırılgan hale geldiğine dair canlı bir tartışma başlattı.

UI/UX Tasarımında Yapay Zekâ ile Kişiselleştirilmiş Deneyimler

Wafaa Naeem, kullanıcı arayüzü ve kullanıcı deneyimi tasarımında yapay zekânın sunduğu kişiselleştirme olanaklarını anlattı. Kullanıcıların ilgi alanları ve davranış verileri doğrultusunda şekillenen arayüzlerin, deneyimi daha akışkan ve verimli hale getirdiğini belirtti. Bu noktada, kullanıcı verilerinin etik kullanımı ve mahremiyet meseleleri yeniden gündeme geldi.

Sanal Raflar ve Yeni Tüketim Pratikleri

Arş. Gör. Gizem Güler, fiziksel alışveriş merkezlerinden sanal raflara evrilen tüketim alışkanlıklarını “Tüketim Kültürünün Yeni Yüzü” başlıklı sunumunda ele aldı. Yapay zekânın tüketici davranışlarını analiz ederek algoritmik yönlendirmelerle tüketim tercihlerine etki ettiğini vurgulayan Güler, dijital ekonomide “görünmez manipülasyon” konusunu dikkat çekici bir şekilde gündeme taşıdı.

City Marketing ve Bibliyometrik Perspektifler

Fatma Memici, şehir pazarlamasının yapay zekâ ile nasıl yeniden biçimlendiğini, bibliyometrik ve sistematik analiz yöntemleriyle sundu. Smart city uygulamaları ve kent markalaşması konularında yapay zekâ destekli çözümlerin kentlerin rekabet gücünü artırma potansiyeline dikkat çeken sunum, kentsel planlama ve iletişim disiplini arasındaki bağı kuvvetlendirdi.

Yapay Zekâ ile Nitel Veriden Anlamlı Örüntüler

Arş. Gör. Dr. Hande Müge Yıldız, yapay zekânın nitel veri analizinde kullanımı üzerine odaklandı. Sosyal bilimlerde büyük veri yığınları içinden anlamlı örüntüler çıkarma konusunda yapay zekânın sunduğu fırsatlar, araştırma süreçlerinde paradigma değişikliği yaratabilecek güçte. Sunumda, insan sezgiselliği ve makine öğrenimi arasındaki ilişki tartışıldı.

Kodun Söylemi ve Yazılımcının Kimliğinde Dönüşüm

Okan Şeker ve Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Duygu Atasoy Aktaş, yapay zekâ çağında kodun söylemi üzerine düşündürücü bir sunum gerçekleştirdi. Yazılımcının sadece bir teknik uzman değil, aynı zamanda kültürel ve politik bir özne haline geldiği vurgulandı. Kodun metin gibi okunması gerektiğini savunan bu sunum, teknolojinin dil ve ideoloji ile ilişkisini gündeme taşıdı.

Dijital Ekosistemde İletişim Disiplinine Dair Ufuk Turu

Doç. Dr. Bülent Öztürk, iletişim disiplininin dijital ekosistemdeki rolünü ve bu dönüşümle birlikte gelen sorumluluklarını değerlendirdi. Yapay zekânın medya, toplum ve birey üzerindeki etkileri bağlamında ele alınan sunum, özellikle iletişim araştırmalarının önceliklerinin değiştiğine işaret etti.

Zadeh’in Mirası: Yapay Zekânın Teorik Derinliği

Dr. Öğr. Üyesi Ana Mammadova, yapay zekânın kuramsal temellerine inerek Lütfi Zadeh’in bulanık mantık teorisinin günümüz yapay zekâ uygulamalarındaki önemini vurguladı. Bu sunum, yapay zekânın sadece güncel bir teknoloji değil, aynı zamanda köklü bir düşünce sisteminin ürünü olduğunu hatırlattı.

SONUÇ BİLDİRGESİ OKUNDU

Oturumun sonunda sempozyumun sonuç bildirgesi de kamuoyuyla paylaşıldı. BAİBÜİLEF-İG 2025 Düzenleme Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Selami Özsoy tarafından kaleme alınan bildirgede, yapay zekânın farklı disiplinlerdeki etkilerinin daha çok araştırılması, disiplinlerarası iş birliklerinin artırılması ve etik rehberlerin geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.

Yapısallığın Ötesinde Yeni Bir Episteme

Bu oturum, yapay zekânın yalnızca bir araç olmadığını; toplumsal yapıların, bireysel kimliklerin, kültürel üretimin ve bilimsel yöntemlerin yeniden inşasında temel bir aktör haline geldiğini gösterdi. Kodun dil, algoritmanın düşünce, arayüzün ideoloji olduğu bir çağda, yapay zekâ üzerine düşünmek sadece teknik değil, derin bir felsefi gereklilik olarak öne çıkıyor.